Oyun Terapisi

Çocuklar oyunla kendilerini keşfeder, yaşadıkları dünyayı tanır ve uyum sağlamayı öğrenir. Gerçek dünyada yaşadıklarını oyun içerisinde tekrar ederek anlamlandırmaya ve öğrenmeye çalışır. Böylece oyun çocuğunun bilişsel, sosyal ve duygusal gelişim sürecinde büyük rol oynar. Çocukların, yetişkinler kadar duygularını tanımlayabilme ve aktarabilme becerileri gelişmediği için duygularını, isteklerini ve sıkıntılarını en doğal iletişim dili olan oyunla ifade ederler. Bu nedenle terapistin sağladığı güvenli ve çeşitli oyuncakların olduğu ortamda çocuklara yaşadıkları olumlu ya da olumsuz her deneyimi ve duyguyu ifade etme fırsatı sunularak oyunun iyileştirici özelliği kullanılır.

Oyun terapisi kontrol ve sınırlamalardan uzak tamamen ilişki ve çocuğun kendi yaratıcılığını ortaya koyması odaklıdır. Bu ilişkide terapist yönetimi çocuğa bırakır ve oyun sırasında herhangi bir yönlendirmede ya da sınırlamada bulunmadan çocuğa eşlik eder. Buradaki amaç çocuğun yaşadığı sorun her neyse kendisinin çözümleyebildiğini deneyimlemesidir. Çocuğun kendisini ve problemin çözümünü keşfetmesine izin verir. Böylece çocuk, kızgınlık, üzüntü, korku ya da hayal kırıklığı gibi duygularını rahatlıkla sınırlama olmadan yaşar ve ifade eder. Aynı zamanda kendini tanımaya ve keşfetmeye başladığı için mevcut problemle ilgili çözümü bulur ve gerçekleştirir.

Çocuk merkezli oyun terapisi 3 – 12 yaş arası çocuklarla çalışırken kullanılan terapi çeşitlerinden kısa sürede en kalıcı davranış değişikliğini yaratan ve en etkili olan terapi şeklidir.

Çocuk Merkezli Oyun Terapisi Çocukların

  • İç dünyalarını ve yaşadıkları sıkıntıları anlamalarını
  • Psikososyal gelişimlerini sağlıklı şekilde gerçekleştirmelerini
  • Yaşadıkları sorunlarla ilgili problem çözme yollarını keşfedebilmelerini sağlar

Çocuk Merkezli Oyun Terapisinin Kullanıldığı Durumlar

  • Saldırgan davranışlar
  • Kıskançlık, öfke ve inatçılık
  • Kaygı ve korkular
  • Travmalar (ölüm, kaza, istismar, hastalık vb.)
  • Cinsel ihmal ve istismar
  • Aşırı çekingenlik ve içe kapanıklık
  • Davranışsal gerileme
  • Özgüven ve sosyal beceri sorunları
  • Boşanma sonrası adaptasyon sorunları
  • Tırnak yeme ve parmak emme
  • Uyku, yeme ve tuvalet sorunları
  • Hiperaktivite ve dikkat eksikliği